kırıntıları var hala içimde kendi ellerinle parçaladığın aşkının.
nasıl birikmiş senle yaşadıklarımız senelerce içimde,
sana ne büyük bir sevda yetiştirmişim, sana olan susuzluğuma rağmen...
büyütmeye çalışmak ne büyük bir hataymış oysaki, şimdi anladım...
her zorlukta bir kaçış olarak kullandın sen bu sevgiyi, ona yaslandın.
hiçbir varlık katmadın bu sevgiye, aksine varlığını bile kabul etmedin ki...
hiçbirşeyimdin aslında, ben hep herşeyimmişsin gibi davrandım, yanıldım...
hak etmedin beni, asla hakedecek bir yüreğe de sahip değilsin zaten...
aşk sana öyle eğreti durdu ki, hiçbir zaman dikiş tutturamadın hislerinde...
bitiriyorum artık, son diyorum yeter beni tükettiğin, artık gidiyorum...
kahretsin seni hala çok seven bu kalbimde benimle beraber geliyor.
heryerde hep benimle, seni hep bana anımsatan tek o kaldı zaten...
onun kırmızılığına bürünüyorum, aşkınla giyiniyorum yeniden.
seni terkedipte gidiyorum ama, biran durup birde içime sorsam mı?
dilim varmıyor, kalbim acıyor ne desem anlamıyor zaten halimden...
kelimelerim kifayetsiz kalıyor işte tam bu anda...
yatağına kırmızı bir gül bırakıyorum, arkan bana dönük uyurken sen.
bende sana arkamı dönüyorum artık, ardımda bırakıp gidiyorum seni.
senden geri kalan kırmızılığıma bürünüyorum yeniden kapıdan çıkar çıkmaz...
eskiden gelen, kendi tanıdık yalnızlığıma gidiyorum koşar adımlarla.....
ve son sözümü söylüyorum artık; şimdi seni kendi yalnızlığına terk ediyorum, yine de hep böyle kalmaman dileğimle...